bulamadim:(
02-11-2020
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 8/9/2020 tarihinde, S.A. (B. No: 2017/40199) başvurusunda Anayasa’nın 20. ve 41. maddeleri kapsamında güvence altına alınan evlenme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Olaylar
Başvurucu, Tanzanyalı eşiyle uzun süredir ayrı olmaları ve evlilik birliğini yürütememeleri nedeniyle boşanma davası açmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) 21/2/2003 tarihinde tarafların boşanmasına karar vermiştir.
Mahkeme, kararın ülkesinde bulunan davalıya tebliğ edilmesi talebiyle Adalet Bakanlığına (Bakanlık) müzekkere yazmıştır. Başvurucu, farklı tarihlerde Mahkemeye birçok kez dilekçe sunmuş ve tebligat işlemlerinin akıbetini sormuştur. Dışişleri Bakanlığı tarafından Bakanlığa gönderilen 27/3/2007 tarihli yazıda; evrakın giriş kayıtlarında görülmediği, yeniden gönderilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu bunun üzerine ilgili evrakın yeniden gönderilmesini istemiştir.
Başvurucu, bundan sonraki süreçte kendisinden talep edilen bilgileri de ilgili makamlara iletmiştir. En son 15/1/2016 tarihinde Dışişleri Bakanlığı tarafından Bakanlığa gönderilen yazıda talebin defalarca ülkenin ilgili bakanlığına iletildiği fakat herhangi bir cevap alınamadığı ve ülkedeki sistemsel sorunlar nedeniyle alınmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Boşanma kararının kesinleştirilmemesi üzerine başvurucu bireysel başvuruda bulunmuştur.
İddialar
Başvurucu, boşanma kararının yurt dışındaki eşe tebliğ edilmemesi ve bu suretle nüfus kayıtlarının boşanma kararı doğrultusunda düzeltilmemesi nedeniyle evlenme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Boşanma davalarının makul bir zaman diliminde tamamlanması ve kişilerin evlenmelerine engel olan nedenlerin ortadan kaldırılması konusunda idari ve yargısal organlardan haklı şekilde beklenen adımların atılmaması nedeniyle evlenme hakkının özünün zedelenmesi durumunda anılan hak ihlal edilecektir.
Somut olayda boşanma davasının sonucu Türkiye'de bulunmaması nedeniyle davalıya tebliğ edilememiştir. Dolayısıyla kesinleştirme işlemleri yapılamadığından karar tarihinin üzerinden on yedi yıl geçmesine rağmen başvurucunun medeni durumunda bir değişiklik yapılamamıştır.
Başvurucu, Mahkemenin kendisinden talep ettiği hususları hızlı ve eksiksiz şekilde yerine getirmiş; süreci titizlikle takip etmiştir.
Bakanlık vasıtasıyla Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan girişimler Tanzanya'daki sistemden ve davalının adresindeki eksiklikten dolayı sonuçsuz kalmıştır. Ancak süreç içindeki resmî yazışmalar dikkate alındığında bu konudaki girişimlere tebligata ilişkin adli evrakın gönderildiği 2004 yılında değil 2007 yılında başlandığı görülmüştür.
2003 yılında verilen boşanma kararının kesinleştirilmesi amacıyla, ilanen tebligat gibi 7201 sayılı Kanun'da ve ilgili Yönetmelik'te açıkça düzenlenen alternatif hukuki çarelerin uygulanması konusundaki taleplerin derece mahkemesince dikkate alınmadığı görülmüştür. Üstelik bu yönde sunulan 2010 ve 2015 tarihli dilekçeler hakkında herhangi bir değerlendirme de yapılmamıştır.
Bu bağlamda boşanma davasında verilen kararın kesinleştirilmesine ilişkin yapılması gereken işlemlerin sürüncemede bırakıldığı ve başvurucunun ileri sürdüğü ilanen tebligat gibi esaslı hukuki çarelerin hayata geçirilmesi konusunda derece mahkemelerince gerekli özenin ve dikkatin gösterilmediği kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla boşanma davasında verilen kararın kesinleştirmesine ilişkin işlemlerde gerekli özen yükümlülüğü evlenme hakkının özünü zedeleyecek şekilde ihmal edilmiş ve işlemler makul bir sürede tamamlanmamıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle evlenme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.