bulamadim:(
19-06-2019
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 8/5/2019 tarihinde, İoanis Maditinos (B. No: 2015/9880) başvurusunda Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Olaylar
Başvurucu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı iken izin almaksızın kendi isteğiyle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazandığı gerekçesiyle Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. Hâlen Atina'da ikamet eden Yunanistan uyruklu başvurucu İstanbul’da bir taşınmazın tek mirasçısı kalmış ancak Sulh Hukuk Mahkemesi, başvurucu Türk vatandaşı olmadığı için mirasın tamamının Hazineye ait olduğuna karar vermiştir.
Başvurucu miras ile ilgili olarak Sulh Hukuk Mahkemesinden mirasçılık belgesi talebinde bulunmuş, Mahkeme bu talebi kabul etmiştir. Hazine, başvurucu aleyhine mirasçılık belgesinin iptali davası açmış ve Mahkeme kararıyla başvurucunun mirasçılık belgesi iptal edilmiştir. Başvurucunun Hazine aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı mirasçılık belgesinin iptali davası ise reddedilmiştir. Temyiz edilen karar Yargıtay tarafından onanmıştır.
İddialar
Başvurucu uyuşmazlık konusu taşınmazda mirasçılık hakkının bulunduğunu belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
1964 yılında çıkarılan Kararname ile Yunan uyruklu kişilerin Türkiye'deki taşınmazları üzerinde mülkiyete dair temliki tasarruflarının durdurulmasına karar verilmiş ancak bu Kararname 1988 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Somut olayda miras bırakanın öldüğü tarih itibarıyla Yunan uyrukluların Türkiye'deki taşınmazlar yönünden temliki tasarruflarını geçici olarak kısıtlayan söz konusu Kararname'nin yürürlükte olmadığı açıktır.
Derece mahkemeleri Yunanistan ile karşılıklılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurucunun miras bırakanın taşınmazı yönünden mirasçısı olamayacağına karar vermişlerdir.
Derece mahkemeleri bu sonuca varırken Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün ülkeler arasındaki karşılıklılığa ilişkin yazılarına dayanmışlardır. Ancak söz konusu yazılar incelendiğinde, murisin vefat ettiği tarihte veya yargılama sırasında Yunanistan'da Türk uyrukluların çeşitli kısıtlamaların söz konusu olduğu bölgeler de dâhil olmak üzere miras yoluyla mal edinemediklerine dair herhangi bir tespitin bulunmadığı açıkça anlaşılmaktadır.
Bu yazılara göre Yunanistan'da çeşitli bölgelerde alım ve satım gibi hukuki işlemler için izin koşulu getirilmiş olmakla birlikte bu iznin miras yoluyla mal edinimini de kapsadığına dair somut bir bilgiye yer verilmemiştir. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Yunanistan'da Türk vatandaşlarının kısıtlamaya konu bölgede bulunan taşınmazları miras yoluyla edinebildiği yönünde belgeler bulunduğunu belirtmiştir.
Öte yandan 2005 ve 2012 tarihlerinde yapılan kanuni düzenlemeler ile miras yoluyla mal ediniminde karşılıklılık esasının kaldırıldığına da dikkat çekilmelidir. Buna göre miras yoluyla edinilen taşınmazların maliki tarafından tasfiye edilmediği takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilmesi ve bedelinin hak sahibine ödenmesi öngörülmüştür.
Sonuç olarak, derece mahkemelerinin olay tarihi itibarıyla yürürlükte olan kanun hükümleri çerçevesinde karşılıklılık ilkesi yönünden Yunanistan'da Türk vatandaşlarının miras yoluyla mal edinemedikleri yönünde açık bir tespit olmamasına rağmen mirasçılık belgesinin iptal edilmesinin kanuni dayanağını makul ve yeterli bir gerekçe ile ortaya koyamadıkları görülmüştür. Bu durumda başvurucunun mirasçılığının tanınmaması suretiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin öngörülebilir bir kanuni dayanağının bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.